Bayramda ninesini dedesini ağlatan ve eve gelmeyen torunlar çocuklardan tutun da öğrenci evindekilerin ya da kıt kanaat geçinenin tv'sindeki ızgara sucukların havada uçuşmasına kadar bir ton
rahatsızlık verici reklam..
rahatsızlık verici reklam..
Yok öyle nanoteknoloji zımbırtısı görüntülerle birde dokuz milyarda bir küçültülmüş görüntülere gerek yoktu..Hele ki halısındaki ölü deri tırnak ayak pisliği gibi miğde kaldırıcı şeyleri gösteren bir ev sahibine hiç gerek yoktu..
Peki ya Günümüz çizgi filmleri ? Efendim radyasyona maruz kalmış oldukları için beyinleri ters çalışan cocuklar bir taraflarından dinazorlar falan fırlıyor..Eskiden pokemon var dı onlara özel topları vardı içinde uyurlardı hayvancıklar yok efendim candy vardı heidi ,uçan tay vardı..ne de şirin ve aksiyon dolulardı..( uçan tay İzlediğimi hatırladığım en eski çizgi filmdir )
Hayat azot döngüsü gibi..Giren çıkana eşit aslında ama "kaçaklar" da çok aslında. Eksilenlerin ise miktarı hep o eksildiği kadarı tamamen yitirince anlaşılıyor..Hep aynı bu hayat.
Eskiden bir şeyin reklamı yapılacağında kim kullanıyor bunu arkadaş ? Ha çocuklar mı ? Büyükler mi ? Herkes mi ? Herkes mi eti badem yiyor? seviyor ? Öyleyse Ahmet, Mehmet, Kemal, Süreyya, Ceyda haydi sende ye!..denmesi yeterdi.
Aaaaa ESKİ REKLAMLAR !! ( bilhassa son reklam.. )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
teşekkürler..